He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer.
- İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.
He awoke to find himself lying on the bed in the hospital.
- Uyandığında kendini hastanede bir yatakta yatarken buldu.
I often go yachting on weekends.
- Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.
Tom can't afford to buy a yacht.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
You look pale. You had better lie down in bed at once.
- Solgun görünüyorsun. Derhal yatağa uzansan iyi olur.
I'm going to go and lie down.
- Gideceğim ve yatacağım.
I usually go to bed at nine.
- Genellikle dokuzda yatarım.
I'm really tired; I think I'll go to bed.
- Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.