He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer.
- İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.
He found himself lying on a bench in the park.
- Kendini parkta bir bankta yatarken buldu.
Many yachts are in the harbor.
- Birçok yat limandadır.
Tom can't afford to buy a yacht.
- Tom'un bir yat almaya gücü yetmez.
Do you need to lie down?
- Yatmamız gerekiyor mu?
You look pale. You had better lie down in bed at once.
- Solgun görünüyorsun. Derhal yatağa uzansan iyi olur.
I usually go to bed at nine.
- Genellikle dokuzda yatarım.
What time do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?