günden

listen to the pronunciation of günden
التركية - الإنجليزية
day one
The very beginning

I've been with this project since day one.

If something happens from day one of a process, it happens right from the beginning. If it happens on day one, it happens right at the beginning. This has been a bad inquiry from day one. The very beginning; the first day: worked hard on the project from day one
gün
day

Rome was not built in a day. - Roma bir gün içinde kurulmamıştır.

We must sleep at least seven hours a day. - Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

günden güne
daily
günden güne
day by day

It is getting colder day by day. - Hava günden güne soğuyor.

It is getting warmer day by day. - Hava günden güne ılıyor.

günden güne
from day to day, day by day
günden güne
day after day

I studied English very hard day after day. - Ben günden güne çok fazla İngilizce çalıştım.

It becomes warmer day after day. - Hava günden güne ılıyor.

günden güne/ günden
from day to day, gradually
gün
day, days, time, times, period
günden güne
day to day

Tom's mood changes markedly from day to day. - Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.

Prices raise from day to day. - Fiyatlar günden güne yükseliyor.

gün
happy days, better times, days of happiness
gün
sunlight

Sunlight brightens the room. - Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.

Paintings should not be exposed to direct sunlight. - Tablolar, doğrudan güneş ışığına maruz bırakılmamalıdır.

gün
present

I got you a pen as a birthday present. - Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

We chose Mary a good birthday present. - Mary'ye iyi bir doğum günü hediyesi seçtik.

gün
today

Today is the hottest day this year. - Bugün, bu yılın en sıcak günüdür.

Today is a sunny day. - Bugün güneşli bir gün.

gün
(Bilgisayar) on
gün
sunshine

The sunshine tempted people out. - Güneş ışığı insanları dışarı çıkmaya özendirdi.

This room doesn't get much sunshine. - Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.

gün
time

How many times does the bus run each day? - Otobüs her gün kaç kez çalışır?

How many times a day does that bus run? - O otobüs günde kaç kez çalışır?

gün
special day, feast day
gün
date (a given point of time)
gün
day, time
gün
(Latin) dies

Sami will maintain his innocence until the day he dies. - Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.

bu günden sonra gelecek ilk gün
The first day will come after this day
gün
a woman's at-home day
gün
the day
gün
on the day
gün
day a
gün
by the day
bu günden itibaren
from now on
gün
daytime, day
gün
day; sun; sunlight, sunshine; daytime; today, present; time; age, period; good times; date; at-home day
gün
daylight, sunlight
gün
(Hukuk) date

Date of last revision of this page: 2010-11-03 - Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03

That textbook is out of date. - O ders kitabı güncel değil.

gün
sun

In most countries, with the exception of the Arab countries and Israel, Saturday and Sunday are defined as the weekend. - Birçok ülkede, Arap ülkeleri ve İsrail hariç genellikle Cumartesi ve Pazar, hafta sonu günleri olarak ilan edilmiştir.

You don't go to school on Sunday, do you? - Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?

gün
bee

I regret having been idle in my school days. - Okul günlerimde aylak olduğum için pişmanım.

There is nothing like a glass of beer after a whole day's work. - Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.

günden güne
from day to day
o günden itibaren
from that day forward
o günden itibaren
from that day forth
التركية - التركية

تعريف günden في التركية التركية القاموس.

günden güne
Gün geçtikçe, gittikçe
gün
Zaman, sıra: "Biz bu ihtiyara son günlerinde hiç aklından geçirmediği bir saadet sağladık."- H. Taner. Çağ, devir. İyi yaşanmış zaman
gün
Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre: "Kız kardeşi üç yıl, bir gün olsun canı sıkılmadan yaşadı Tatvan'da."- N. Cumalı. İçinde bulunulan zaman: "Aylıkları, günün ihtiyaçları karşısında devede kulak gibi kalıyordu."- R. N. Güntekin
gün
Güneş ışığı
gün
Güneş: "Gün biraz yükselince ıssı bir sıcak kırları kapladı."- M. Ş. Esendal
gün
Gündüz: "Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş."- H. Taner
gün
Tarih
Gün
(Hukuk) YEVM
Gün
ruz
Günden güne
günbegün
gün
Zaman, sıra
gün
Çoğunlukla ev hanımlarının ayın belirli günlerinde konuk ağırlamak için yaptıkları toplantı
gün
Güneş

güneşin çıkmış olmasına rağmen, hava soğuktu. - Güneş çıkmış olsa bile hava soğuktu.

Merih güneşten dördüncü gezegendir. - Mars güneşten dördüncü gezegendir.

gün
İçinde bulunulan zaman
gün
İyi yaşanmış zaman
gün
Çağ, devir
gün
Yer yuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre
gün
Bayram niteliğinde özel gün
gün
Gündüz