dakiklik

listen to the pronunciation of dakiklik
التركية - الإنجليزية
punctuality

I demand punctuality. - Ben dakiklik istiyorum.

Punctuality is not my strength. I am always late. - Dakiklik benim gücüm değil. Ben hep geç kalırım.

promptness
rigour [Brit.]
promptitude
preciseness
rigor
niceness
precision
timeliness
seasonableness
nicety
orderliness
rigorous
precise
{i} rigour
scrupulous
dakik
punctual

She advised him to be punctual. - O ona dakik olmasını tavsiye etti.

Can't you ever be punctual? I have been waiting here for one hour. - Hiç dakik olamaz mısın? Bir saattir burada bekliyorum.

dakik
rigorous
dakik
prompt
dakik
precise
dakik
minute

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

I'll be back in ten minutes. - 10 dakika içinde döneceğim.

dakik
refined
dakik
precise, exact (person, tool)
dakik
exact

Tom was exactly twelve minutes late. - Tom tam olarak on iki dakika geç kalmıştı.

Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88. - Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir

dakik
punctual, exact; minute, accurate, precise
dakik
1.requiring precision, delicate (piece of work)
dakik
nice
dakik
accurate
dakik
punctional
dakik
precision
dakik
scrupulous
التركية - التركية

تعريف dakiklik في التركية التركية القاموس.

DAKİK
(Osmanlı Dönemi) (Ekseri mânevi mânalar için) Pek ince. Nâzik. Ufak
dakik
Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren
dakik
Düzenli işleyen
dakik
(Osmanlı Dönemi) ince ve derin
dakiklik
المفضلات