daki̇k

listen to the pronunciation of daki̇k
التركية - الإنجليزية

تعريف daki̇k في التركية الإنجليزية القاموس.

dakik
punctual

Can't you ever be punctual? I have been waiting here for one hour. - Hiç dakik olamaz mısın? Bir saattir burada bekliyorum.

She advised him to be punctual. - O ona dakik olmasını tavsiye etti.

dakik
rigorous
dakik
prompt
dakik
precise
dakik
minute

An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what? - İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?

Walking from the station to the house takes only five minutes. - İstasyondan yürüyerek eve gitmek sadece beş dakika.

dakik
refined
dakik
precise, exact (person, tool)
dakik
exact

You have exactly thirteen minutes to finish this. - Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.

Tom was exactly twelve minutes late. - Tom tam olarak on iki dakika geç kalmıştı.

dakik
punctual, exact; minute, accurate, precise
dakik
1.requiring precision, delicate (piece of work)
dakik
nice
dakik (saat)
precise
dakik olmak
cross one's T's
dakik olarak
prompt
dakik olmayan
unpunctual

She doesn't like unpunctual people. - O, dakik olmayan insanları sevmez.

dakik
accurate
dakik
punctional
dakik
precision
dakik
scrupulous
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) (Ekseri mânevi mânalar için) Pek ince. Nâzik. Ufak
dakik
Zamanı kullanmada çok dikkatli olan, her şeyi zamanında yapmaya özen gösteren
dakik
Düzenli işleyen
dakik
(Osmanlı Dönemi) ince ve derin
daki̇k
المفضلات