تعريف this day في الإنجليزية التركية القاموس.
- bugüne kadar
Onlar bugüne kadar iyi komşulardı.
- They have been good neighbors to this day.
- bu gün
Bu günün hayalini kurdum.
- I've dreamed of this day.
Bu gün tarihe geçecek.
- This day will go down in history.
- bugün
Hep bugünün gelmesini bekledim.
- I've waited forever for this day to come.
Çok yorgunum. Bugün hayatta kalıp kalamayacağımdan ben bile emin değilim.
- I'm so tired. I'm not even sure whether I'll be able to survive this day.
- bu zaman
- today
- bugün
Neden bugün istasyonda taksi yok?
- Why are there no taxis at the station today?
Bugün, çok fazla ödevim var.
- I have too much homework today.
- today
- gün
Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
Bugün Haziran'ın 18'i ve bugün Muiriel'in doğum günü!
- Today is June 18th and it is Muiriel's birthday!
- today
- içinde bulunduğumuz dönem
- to this day
- bugüne kadar
Onlar bugüne kadar iyi komşulardı.
- They have been good neighbors to this day.
- that day
- o günkü
- that day
- o gün
Tom Mary'ye o gün okulda ne yaptığı hakkında soru sordu.
- Tom asked Mary about what she did in school that day.
O gün Londra'ya gittin mi?
- Did you go to London that day?
- this days
- Bu gün
- today
- bu günlerde
Bugün hava harika fakat bu günlerde hep yağmur yağdı.
- The weather today is great, but lately it's been raining all the time.
- today
- şimdi
Bugün şimdiye kadar yaşadığım en soğuk gündür.
- Today's the coldest day we've ever had.
Şimdi bile, ara sıra seni görmek istediğimi düşünüyorum. Fakat bugünkü seni değil geçmişten hatırladığım seni.
- Even now, I occasionally think I'd like to see you. Not the you that you are today, but the you I remember from the past.
- today
- şimdiki zaman
- today
- bugün, içinde bulunduğumuz çağ/zaman
- today
- bu günlerde, şimdi. i
- today
- günümüzde
Günümüzde dünyadaki çoğu insan köleliği kınıyor.
- Today, most people in the world condemn slavery.
Günümüzde çocuklar okulda yüzmeyi öğrenmektedirler.
- Children learn to swim in school today.
