Bu elbiseler çok büyük.
- These dresses are too large.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
- Our house is large enough for five of us.
Onun ailesi çok geniş.
- Her family is very large.
Ona şişman denmez, iriydi.
- He was large, not to say fat.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Bugün kocaman bir yılan gördüm.
- I saw a large snake today.
Çok büyük pencereler bol doğal gün ışığı sağlar.
- Very large windows assure abundant natural daylight.
O, üniversiteye bol miktarda para bağışladı.
- He endowed the college with a large sum of money.
Bu elbiseler çok büyük.
- These dresses are too large.
Onun kitaplığında çok sayıda kitabı var.
- He has a large number of books on his bookshelf.
İki gün önce kaçan mahkum hâlâ serbest.
- The prisoner who escaped two days ago is still at large.
Beş mahkûm yeniden tutuklandı, ancak diğer üçü hâlâ serbest.
- Five prisoners were recaptured, but three others are still at large.
Kainat kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Evren kocaman bir okul.
- The universe is a large school.
Kırsal alan büyük ölçüde gelişecek gibi görünüyor.
- It seems the rural area will be developed on a large scale.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
O büyük ölçekte bir parti verdi.
- He gave a party on a large scale.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
Senin planın çok miktarda para gerektirir.
- Your plan requires a large amount of money.
O, çok miktarda para borçluydu.
- He owed large amounts of money.
Bu yeni politikanın büyük ölçekli işler yaratacağı umuluyor.
- It is hoped that this new policy will create jobs on a large scale.
Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.
- Tatoeba is a mini-LibriVox, it just needs to be written before the large-scale reading aloud would start.
Çin, Japonya'dan daha geniştir.
- China is larger than Japan.
Seyirci çoğunlukla çok küçük çocuklardan oluşuyordu.
- The audience was largely made up of very young children.
Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
- France is the largest country in Western Europe.
Asya, dünya kıtalarının en geniş ve en kalabalığıdır.
- Asia is the largest and most populated of the world's continents.
Çin, Japonya'dan daha geniştir.
- China is larger than Japan.
Dirikesim Avrupa ve İtalya'da büyük ölçüde yasaktır.
- Vivisection is largely forbidden in Europe and Italy.
Başarım büyük ölçüde şanstan dolayı idi.
- My success was largely due to luck.
Seyirci çoğunlukla çok küçük çocuklardan oluşuyordu.
- The audience was largely made up of very young children.
İnsanların ne kadar bira içtiği genelde havaya bağlıdır.
- How much beer people drink largely depends on the weather.
He has a large collection of stamps.
That shipment of Beanie Babies will cost you forty large.
large-intestine contents.
Herbarium material does not, indeed, allow one to extrapolate safely: what you see is what you get; what you get is classical alpha-taxonomy which is, very largely and for sound reasons, in disrepute today.
It ill beseemes a knight of gentle sort, / Such as ye haue him boasted, to beguile / A simple mayd, and worke so haynous tort, / In shame of knighthood, as I largely can report.
... because this is being done very quickly on very large ...
... history of the human race, outside Geneva, Switzerland. It is the large Hadron Collider. ...