The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise.
- Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.
They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
- Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
It took a load off my mind when our team won the championship.
- Takımımız şampiyonluğu kazandığında kafam rahatladı.
Try to reproduce the music in your mind.
- Kafanızda müziği yeniden oluşturmaya çalışın.
Why did Tom blow his brains out?
- Neden Tom kafasına ateş ederek intihar etti?
Tom has been racking his brains for a solution to the problem.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
We're at our wits' end.
- Kafamız allak bullak olmuş durumda.
Tom is a conspiracy nut.
- Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
She keeps a human skull on her desk.
- O, masasında bir insan kafatası tutuyor.
The majority of animals have skulls.
- Hayvanların çoğunun kafatası vardır.
The Native Americans scalped their enemies.
- Yerli Amerikalılar düşmanlarının kafa derisini yüzdüler.
It's a scalp disease.
- Bu bir kafa derisi hastalığı.
Sami asked Layla a perplexing question.
- Sami, Leyla'ya kafa karıştırıcı bir soru sordu.
His words are confusing.
- Onun sözleri kafa karıştırıcı.
It was frustrating and confusing.
- Sinir bozucu ve kafa karıştırıcıydı.