Drinking much is dangerous.
- Çok fazla içmek tehlikelidir.
Too much drinking will make you sick.
- Çok fazla içmek seni hasta edecek.
He studied interior decoration.
- O, iç dekorasyon eğitimi aldı.
You've done a wonderful job on the interior decoration.
- İç dekorasyon üzerine harika bir iş yaptın.
My father is a pilot on the domestic line.
- Babam iç hatlarda çalışan bir pilot.
Do you have a cheap flight ticket on a domestic line?
- İç hatlarda ucuz bir uçak biletiniz var mı?
He looked confident but his inner feelings were quite different.
- Emin görünüyordu fakat onun iç duyguları tamamen farklıydı.
There's a button on the inner side of the door.
- Kapının iç tarafında bir buton var.
That is an internal affair of this country.
- O, bu ülkenin iç işidir.
We dissected a frog to examine its internal organs.
- Bir kurbağayı, iç organlarını incelemek için kesip parçalara ayırdık.
I would like to go and have a drink.
- Gitmek ve bir içki içmek istiyorum.
Would you like to go out to have a drink somewhere?
- Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
Outside of a dog, a book is man's best friend. Inside of a dog, it's too dark to read.
- Bir köpeğin dışında, bir kitap insanın en iyi arkadaşıdır. Bir köpeğin içinde, okumak için çok karanlıktır.
There are two zombies inside my house.
- Evimin içinde iki tane zombi var.
You shouldn't drink on an empty stomach.
- Boş bir mideyle içki içmemelisin.
The doctor used X-rays to examine my stomach.
- Doktor midemi incelemek için X-ışınları kullandı.
It was raining hard, so we played indoors.
- O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
I stayed indoors because it rained.
- Yağmur yağdığı için evde kaldım.
You must go outside if you want to smoke.
- Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.
It's not OK to smoke here.
- Burada sigara içmek yasaktır.
He drank a great swig from the bottle.
- O, şişeden büyük bir yudum içti.
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
- Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
Truman arrived at the White House within minutes.
- Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı.
She will be back within a week.
- O bir hafta içinde geri dönecek.
We have to measure your intraocular pressure. Please open both eyes wide and look fixedly at this object here.
- Göz merceğiniz içindeki baskıyı ölçmeliyiz. Lütfen iki gözünüzü genişçe açın ve sabit bir şekilde buradaki bu objeye bakın.
I'll buy you a drink.
- Sana bir içecek ısmarlayacağım.
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
- İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
Drinking much is dangerous.
- Çok fazla içmek tehlikelidir.
To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
- Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
After taking a bath, I drank some soft drink.
- Duş aldıktan sonra biraz meşrubat içtim.
We'd like to have some wine.
- Biz biraz şarap içmek istiyoruz.
We have to stop him from drinking any more.
- Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
You must go outside if you want to smoke.
- Sigara içmek istiyorsan, dışarı çıkmalısın.
She stopped to smoke.
- O, sigara içmek için durdu.
It is dangerous to drink too much.
- Çok fazla içki içmek tehlikelidir.
What would you like to drink today?
- Bugün ne içmek istersin?
We have become an intolerant, inward-looking society.
- Biz hoşgörüsüz, içe dönük bir toplum olduk.
You need to look inward.
- İçeriye bakman gerek.
People often spill their guts to bartenders.
- İnsanlar genellikle içlerini barmenlerinine dökerler .
No one seems to have the guts to do that anymore.
- Artık hiç kimsenin onu yapmak için cesareti var gibi görünmüyor.
Davis did not want civil war.
- Davis, iç savaş istemiyordu.
There was a danger of civil war.
- Bir iç savaş tehlikesi vardı.
Tom held his cup out for Mary to refill it.
- Tom Mary'nin onu yeniden doldurması için kupasını uzattı.
Tom grabbed his mug and walked into the kitchen to get a refill.
- Tom kupasını aldı ve yeniden doldurmak için mutfağa gitti.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
She doesn't drink enough breast milk.
- O yeterince anne sütü içmiyor.
Smoking can cause breast cancer.
- Sigara içmek meme kanserine neden olabilir.
Helium is the second simplest atom. It consists of a nucleus containing 2 protons and two neutrons. Around the nucleus orbits 2 electrons.
- Helium ikinci en basit atomdur. O, iki proton ve iki nötron içeren bir çekirdekten oluşur. Çekirdek etrafında 2 elektron döner.
If I don't drink a swig of water, I can't swallow these tablets.
- Eğer bir yudum su içmezsem bu hapları yutamam.
It's possible that the drinking water has chlorine, lead, or similar contaminants in it.
- İçme suyunda klor, kurşun ya da benzer kirletici madde bulunması mümkün.
We have to stop him from drinking any more.
- Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
Absorbing information on the internet is like drinking water from a fire hydrant.
- İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.
Too much drinking will make you sick.
- Çok fazla içmek seni hasta edecek.
We have to stop him from drinking any more.
- Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
Booze is the answer, but now I can't remember the question.
- İçki içmek cevaptır ama şimdi soruyu hatırlayamıyorum.
Absorbing information on the internet is like drinking water from a fire hydrant.
- İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.
I had to sip the coffee because it was too hot.
- Kahveyi yudum yudum içmek zorunda kaldım, çünkü çok sıcaktı.
We'd like to have some wine.
- Biz biraz şarap içmek istiyoruz.
I'd like to have a glass of wine.
- Bir bardak şarap içmek istiyorum.
Şayet bir şeyi anlamıyorsanız, onun muhtevasının farkında olmamanızdandır.
- Eğer bir şeyi anlamıyorsanız, onun içeriğinin farkında olmamanızdandır.
Lütfen muhtevayı gözden geçiriniz ve herhangi bir mütenasip geri bildirimi veriniz.
- Lütfen içeriği gözden geçiriniz ve herhangi uygun bir geri bildirim veriniz.