Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
- We are eating breakfast indoors.
Çocukları içeride tutun.
- Keep the kids indoors.
Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu.
- My grandparents didn't have indoor plumbing.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.
- Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.
Tom kesinlikle kapalı yerlerde çok zaman harcıyor.
- Tom certainly spends a lot of time indoors.
O kadar çok yağmur yağıyordu ki içerde oynadık.
- It was raining hard, so we played indoors.
Tom bazen içerde güneş gözlüğü takar.
- Tom sometimes wears sunglasses indoors.
Ben içeride kalmayı tercih ederim.
- I prefer to stay indoors.
Çocukları içeride tutun.
- Keep the kids indoors.
Böyle güzel bir günde kim eve kapatılmak ister?
- Who wants to be cooped up indoors on a nice day like this?
Pazar günü genellikle evde kalırım.
- I usually stay indoors on Sunday.
Dışarı çıkmayı evde kalmaya tercih ederim.
- I'd rather go out than stay indoors.