a-wing teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- wing
- kanat
Yaklaşık dört inç kanat genişliğine sahiptir.
- It has a wingspan of about four inches.
Bu karınca kraliçedir; kanatları olduğunu görmüyor musun?
- This ant is the queen; don't you see she has wings?
- wing
- {i} ek bina
Hastanenin üç ek binası var.
- The hospital has three wings.
- pen
- {i} kümes
- fixed-wing aircraft
- Uçak
- rotary wing aircraft
- Helikopter
- wing box
- (Mimarlık) merkez kanat
- pen
- {i} dolmakalem
Tom bir dolmakalem ve bir not defteri çıkardı.
- Tom took out a pen and a notepad.
Bu dolmakalem şimdiye kadar kullandığım herhangi biri kadar iyi.
- This fountain pen is as good as any I have ever used.
- pen
- {i} tükenmez kalem
Tükenmez kalemle yazar mısınız lütfen?
- Won't you please write with a ballpoint pen?
Bir tükenmez kalem ile yazın.
- Write with a ballpoint pen.
- wing it
- {k} durumu idare etmeye çalışmak; (eldeki imkânlarla) idare etmek
- awing
- korku veren
- bottom wing
- (Havacılık) alt kanat
- fixed wing
- sabit kanatlı
- front wing
- (Otomotiv) ön kanat
- gull wing
- (Havacılık) martı kanadı
- left wing
- sol taraf
- mount kit wing member
- montaj kiti çekme elemanı
- rotary wing
- pervane
- swept wing
- (Askeri) ok kanat
- wing
- (Askeri) uçuş kolu
- wing
- kanadından vurmak
Onu kanadından vurmak zorunda kalacağım.
- I'll have to wing it.
- wing
- yaralamak
- wing
- (Kanun) koğuş
- wing
- (Askeri) alabanda
- wing case
- (Hayvan Bilim, Zooloji) elitra
- wing commander
- (Askeri) yarbay
- all wing type airplane
- tamamen kanat uçak
- auxiliary wing
- yardımcı kanat
- cambered wing
- kavisli kanat
- carrying wing area
- taşıyıcı kanat yüzeyi
- chicken wing
- tavuk kanadı
- continuous wing
- yekpare kanat
- curved wing tip
- kavisli kanat ucu
- delta-wing
- üç köşe kanat
- flying wing
- uçar kanat
- flying wing
- kanat biçiminde uçak
- front wing
- ön çamurluk
- left wing
- sol kanat
Bölgesel konsey sol kanattan hakimdir.
- The regional council is dominated by the left wing.
- low wing plane
- alçak kanatlı uçak
- lower wing
- alt kanat
- main wing
- ana kanat
- on the wing
- uçan
- pen
- ağıl
Domuzlar ağılda değil.
- The pigs are not in the pen.
Ben çocukken, evimizin yanındaki bir ağılda siyah bir domuz vardı.
- When I was a kid, there was a black pig in a pen beside our house.
- pen
- tükenmezkalem
- pen
- dar bir yere tıkmak
- right wing
- sağ kanat
- rotating wing
- döner kanat
- sweptback wing
- ok biçimli kanat
- turkey wing
- hindi kanadı
- two wing
- iki kanatlı
- two wing flying fish
- iki kanatlı uçan balık
- wing
- kanatlandırmak
- wing
- uçmak
İnsanlar uçmak için amaçlansalardı kanatları olurdu.
- If humans were meant to fly, they would have wings.
Keşke uçmak için kanatlarım olsa.
- I wish I had wings to fly.
- wing
- uçurmak
- wing
- kolundan yaralamak
- wing
- binanın yan çıkıntısı
- wing
- kanatlanmak
- wing chair
- arkası yüksek koltuk
- wing flap
- flap
- wing it
- {k} bir konuşmayı irticalen/doğaçtan yapmak
- wing nut
- kelebek somun
- wing shooting
- atış talimi
- wing
- {i} burun kanadı
- barbecued wing
- mangalda kanat
- carrying wing
- taşıyıcı kanat
- fender wing
- İngiliz ingilizcesinde(vapur,motor,sandal gibi) deniz ulaşım araçlarının dış gövdesine konan kaplama.Türkiyede genellikle traktör,kamyon lastiği kullanılır
- fixed wing aircraft
- sabit kanatlı uçak
- flip so.'s wing
- flip öyle. 'kanat s
- folding wing
- katlanabilir kanat
- gross wing area
- toplam kanat alanı
- left wing socialist
- Sol kanat sosyalist
- lend wing to
- için kanat ödünç
- make wing
- kanat yapmak
- outer wing
- dış kanat
- pen
- {i} mürekkepli kalem
- right wing
- sağ açık
- right-wing
- Sağ kanat
- right-wing
- Sağ açık
- rotary wing
- döner kanat
- rotary wing aircraft
- döner kanatlı uçak
- slotted wing
- yarık kanat
- take s.o. under one´s wing
- k. dili birini kanadı altına almak, birinin üstüne kanat germek; birine kılavuzluk etmek
- take sb under one's wing
- kanatları altına almak
- tapered wing
- konik kanat
- under sb's wing
- kanatları altında, himayesinde
- upperside of wing
- Kanadın Üstyaka'ya
- wing back
- Kanat geri
- wing bracing
- kanat gergisi
- wing collar
- Kanat yaka
- wing difference
- kanat farkı
- wing gap
- kanat açıklığı
- wing girl
- kanat kız
- wing it.
- o kanat
- wing man
- ELEMAN LİDER (NATO): Tayin edilmiş liderin emrinde ve ona yardımcı olarak uçan pilot, ayrıca bu roldeki uçak
- wing mirror
- Taşıtlarda yan ayna
- wing mirror
- Arabanın yan aynası
- wing of fighter planes
- uçaklarının kanat
- wing profile
- kanat profili
- wing rail
- kulaklı ray, karşılık rayi
- wing rail
- (Demiryolu) Tavşan ayağı
- wing screw
- kelebek vida
- wing skid
- (Havacılık) Kanat kızağı
- wing span
- (Havacılık) Kanat genişliği
- wing spar
- kanat lonjeronu
- wing tip
- kanat ucu
- wing tip vortices
- kanat ucu girdapları
- wing wall
- kanat duvarı
- Angel's Wing
- (Tıp) Kürek kemiklerinin aşırı çıkıntılı hail ile beliren beden kusurunu anlatmakta kullanılan deyim, melek kanadı
- Marine aircraft wing
- (Askeri) Deniz piyadesi uçuş grubu
- Marine wing support group
- (Askeri) Deniz filosu destek grubu
- Marine wing support squadron
- (Askeri) Deniz filosu destek fibi N
- Wing Command and Control System
- (Askeri) Kanat Komuta ve Kontrol Sistemi
- air mobility wing; amphibious warfare
- (Askeri) hava harejet uçuş grubu; amfibi harp
- airborne early warning; air expeditionary wing
- (Askeri) havadan erken ihbar; hava seferi birliği
- angel's wing
- (Tıp) melek kanadı
- angle of wing setting
- (Askeri) KANAT TESPİT AÇISI; VARIŞ AÇISI: Bir tayyarenin kanat kirişinin tayin ettiği satıh ile tayyarenin uzunluğuna ekseni arasındaki değişmeyen açı. Buna "angle of incidence" de denir
- be on the wing
- uçmakta olmak, uçmak
- blended wing
- (Havacılık) uçan kanat
- bridge wing
- (İnşaat) köprü kanat duvarı
- carrier air wing
- (Askeri) uçak gemisi hava grubu
- carrier battle group air wing commander
- (Askeri) uçak gemisi muharip hava grubu komutanı
- central wing
- (İnşaat) orta kanat
- central wing
- (İnşaat) bina orta uzantısı
- chicken wing
- (Spor) kanat plonjonu
- clipped wing
- (Havacılık) kesik uçlu kanat
- defence wing
- (Askeri) savunma ataşeliği
- delta wing
- üçgen geri kanat
- diamond wing
- (Havacılık) eşkenar dörtgen kanat
- door wing
- kapı kanadı
- fleet air wing
- (Askeri) DONANMA HAVA GRUBU: A. B. D. Deniz Kuvvetlerinde, gerçek donanma kara havacılığı (naval land avıation), gerek gemide üslenen (tender based) hava kuvvetlerinde ana teşkilat ve idare birliği. Donanma hava grubu, uçuş birliği olup emrine uçak filoları ve idari işler için depo gemileri verilir. Buna "wing"de denir
- fleet air wing
- (Askeri) deniz-hava kuvveti
- fowler wing flap
- (Havacılık) fowler tipi kanat flabı
- high wing monoplane
- (Askeri) ÜSTTEN KANATLI UÇAK: Bu uçaklarda, kanatlar gövdenin tamamen veya kısmen üst kısmına monte edilmiştir. Bak. "monoplane"
- lame wing
- tutmayan kanat
- lead mobility wing
- (Askeri) lider hava birliği
- left wing
- pol. sol kanat
- low wing monoplane
- (Askeri) ALTTAN KANATLI TEK SATIHLI UÇAK: Kanatları tamamen veya kısmen gövdenin altında bulunan bir uçak. Bak. "monoplane"
- marine division/wing team
- (Askeri) DENİZ PİYADESİ TÜMEN VİNG TİMİ: Deniz piyade sınıfının, normal takviye kıtaları ile birlikte, bir tümen ve bir hava vinginden/ (grup) ibaret bir hava bir. hava-kara timi
- on the wing
- uçmakta
- on the wing
- hareket halinde
- on the wing
- hızla yürümekte
- on the wing
- gitmek üzere
- outlet wing wall
- çıkış kanat duvarı
- pen
- yazar
Lütfen tükenmez kalemle yazar mısınız?
- Would you please write with a ballpoint pen?
Tükenmez kalemle yazar mısınız lütfen?
- Won't you please write with a ballpoint pen?
- pen
- tüy kalem
- pen
- yazıya geçirmek
- pen
- {f} kâğıda dökmek
- pen
- {f} kalemi ele alıp yazmak; yazmak
- pen
- {i} kafes
- pen
- {f} hapsetmek
- pen
- {i} k.dili. cezaevi. f
- pen
- (fiil) kaleme almak, yazmak, kâğıda dökmek, ağıla kapamak, hapsetmek
- pen
- dişi kuğu
- pen
- {i} kodes
- pen
- muharrir
- pen
- {i} (kurşunkalem dışında herhangi bir) kalem; dolmakalem; tükenmezkalem; tüy kalem
- puffed wing
- şişirilmiş kanat
- right wing
- pol. sağ kanat, sağcılar
- rigth wing
- (Politika, Siyaset) sağ görüşlüler
- rocket tail wing
- (Askeri) roket kuyruk kanadı
- special operations wing; standoff weapon; statement of work
- (Askeri) özel harekat kanadı; uzak menzilli silah; iş tanımı
- tactical airlift wing
- (Askeri) taktik hava nakliye kanadı
- take wing
- sıvışmak
- take wing
- kanatlanmak, uçmaya başlamak
- take wing
- (Fiili Deyim ) kanatlanmak , uçmak , uçup gitmek
- take wing
- tüymek
- take wing
- uçmak
- take wing
- kanatlanmak
- wing
- uçarak götürmek
- wing
- {f} uçarak geçmek
- wing
- {i} uçma
Uçmak için kanatlarım olsaydı, onu kurtarmaya giderdim.
- If I had wings to fly, I would have gone to save her.
Tanrı uçmamızı isteseydi, bize kanat verirdi.
- If God had meant us to fly, he'd have given us wings.
- wing
- {i} futbol açık (oyuncu)
- wing
- {i} çoğ., tiy. kulis
- wing
- ya
- wing
- açıkta oynayan futbolcu
- wing
- {f} kanat takmak
- wing
- {i} hava filosu
- wing
- {i} (kuş, uçak, bina, ordu, futbol veya siyasi partiye ait) kanat
- wing
- {i} uçuşan şey
- wing
- {f} kanadını yaralamak
- wing
- cenah
- wing
- {i} kol
Tom bana kol kanat gerdi.
- Tom took me under his wing.
O bana kol kanat gerdi ve bildiği her şeyi bana öğretti.
- She took me under her wing and taught me everything she knew.
- wing
- {f} hızlandırmak
- wing
- vekol
- wing
- (Tıp) Kanatsı oluşum
- wing
- {i} sıvışma
- wing
- (Askeri) KOL: Bir hava filo kolu karada, denizde ve gemilerde üslenmiş havacılıktaki temel teşkilat ve idari birimdir
- wing
- {i} çamurluk
- wing brackets
- (Dilbilim) çevirtmeli ayraç
- wing commander
- uçuş kolu komutanı [amer.]
- wing commander
- İng., ask. yarbay
- wing commander
- filo komutanı [brit.]
- wing cover
- kınkanat
- wing dike
- yan şedde
- wing feather
- kanat tüyü
- wing flap
- (Havacılık) uçak kanadı
- wing flap
- (Havacılık) kanat flapı
- wing flaps
- (Bilgisayar) kanat kapakçığı
- wing gun
- (Askeri) kanat tüfeği
- wing gun
- (Askeri) kanat topu
- wing gun
- (Askeri) kanat silahı
- wing gun
- (Askeri) KANAT SİLAHI: Uçağın kanadına yerleştirilen silah
- wing joiner
- kanat bağlayıcı
- wing joiner
- kanat orta desteği
- wing leader
- (Politika, Siyaset) kanat önderi
- wing levee
- feyezan dolgusu
- wing load
- kanat yükü
- wing nut
- kelbek vida somunu
- wing nut lock
- kelebek somun emniyeti
- wing officer
- (Askeri) CEZAEVİ BÖLÜM SUBAYI: ABD'de sıkı emniyet tedbirleri alınmış bir askeri cezaevindeki nezaretçi subayın maiyetinde bulunan ve cezaevinin bölüm (wing) denilen kısmının çalışmasından sorumlu olan subay
- wing operations center (USAF)
- (Askeri) üs harekat merkezi
- wing over
- (Askeri) ROTÜRNÖMAN: Havada yapılan akrobatik bir hareket. Bu harekette uçak bir tırmanma dönüşü yaparak hızını kaybedeceği noktaya kadar uçar; sonra önce geldiği cihetin takriben aksi istikametine gitmek üzere pike yapar
- wing photograph
- (Askeri) YAN HAVA FOTOĞRAFI: Çok mercekli fotoğraf makinesi ile alınan eğik hava fotoğraflarından biri. Yan hava fotoğrafları, bir düşey hava fotoğrafının kenarlarında birbirine uydurularak tek bir hava fotoğrafı meydana getirilir
- wing pump
- paletli-kanatlı-pompa
- wing pump
- paletli pompa
- wing rail
- kulaklı ray
- wing rail
- karşılık rayı
- wing saddle
- kanat yatağı
- wing screw
- kanatlı vida
- wing seat
- kanat yatağı
- wing signal
- (Askeri) KANATLA İŞARET: Uçağın kanatlarını sallamak suretiyle yaptığı işaret