Buz üzerinde düşmek incitir.
 - Falling on ice hurts.
Onun düşmesini engellemek için onu tutmak zorunda kaldım.
 - I had to grab her to keep her from falling.
Neredeyse platformdan düşüyordu.
 - She came close to falling off the platform.
Yen yükseliyor dolar düşüyor.
 - The yen is rising and the dollar is falling.
Sonunda kendi kılıcı üzerine düşerek intihar etti.
 - He finally committed suicide by falling on his own sword.
Ben düşerek bir kaburgamı kırdım.
 - I broke a rib falling.
Düşen uçak parçalarından ölme olasılığı bir köpek balığı tarafından öldürülme olasılığından 30 kez daha büyüktür.
 - The chances of dying from falling airplane parts are 30 times greater than the chances of being killed by a shark.
Tom düşen kar tanelerine baktı.
 - Tom looked at the snowflakes falling.
Berlin duvarının düşüşü gerçekten önemli bir fırsattı.
 - The falling of the Berlin Wall was truly a momentous occasion.
Tom karın kar küresi içine düşüşüne baktı.
 - Tom looked at the snow falling inside the snow globe.