Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
- Death is an integral part of life.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
- They debated other parts of the proposal.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
- They could not agree on some parts of it.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
- I intend to take my position as a third party.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
- Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Yarın akşam bir partimiz var.
- We have a party tomorrow evening.
Yarın partiye gelecekmisin?
- Will you come to the party tomorrow?
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Gelecek Cumartesi, yani 25 Ağustos'ta bir parti düzenlenecek.
- A party will be held next Saturday, that is to say, on August 25th.
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
- After ten years as business partners, they decided to part ways.
Parti için sandalyeler ayırtıldı.
- The seats were reserved for the party.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
- He had to part with his house.
Please turn to Part I, Chapter 2.