a posture, gesture, action, fixed state

listen to the pronunciation of a posture, gesture, action, fixed state
İngilizce - Türkçe

a posture, gesture, action, fixed state teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

attitude
{i} konum
attitude
(Askeri) DURUM: Herhangi bir cismin ekseninin, temel alınan bir noktaya göre oluşturduğu eğimle belirlenen durumu. Aksi belirtilmedikçe bu temel alınan nokta yerküre üzerindedir
attitude
{i} tavır

Bu aptalca tavırlarıyla Maria kendi kibrini kanıtlamaktan daha fazlasını yapmaz. - With these stupid attitudes, Maria doesn't do more than proving her own arrogance.

Herkes yasadışı yabancılar karşı düşmanca bir tavır aldı. - Everybody took a hostile attitude toward illegal aliens.

attitude
(Tıp) Uterus'da çocuğun durum (vaziyeti)
attitude
duruş
attitude
düşünce
attitude
tutum

Tom Mary'nin tutumunu sevmiyor. - Tom doesn't like Mary's attitude.

Mutluluğun yüzde 90 kadarı tutum, yaşam kontrolü ve ilişkiler gibi unsurlardan geliyor. - As much as 90 percent of happiness comes from elements such as attitude, life control and relationships.

attitude
davranış

Onun o davranışına dayanamam. - I can't stand that attitude of his.

Tom'un davranışını beğenirim. - I like Tom's attitude.

attitude
yargı
attitude
fikir
attitude
dünya ve ufka göre meyil
attitude
vaziyet almak
attitude
{i} durum
attitude
duruş/tavır/görüş
attitude
(Mukavele) tutum, davranuş, tavır; vaziyet alış
attitude
(isim) tutum, tavır, davranış, poz, durum, konum, fikir, düşünce, duruş
attitude
vaziyete attitudinize tavır takınmak
İngilizce - İngilizce
{n} attitude
a posture, gesture, action, fixed state