Bize doğru yolu göster.
- Show us the straight path.
O, yoldaki karı temizledi.
- He cleared the path of snow.
Rusçamın hâlâ iyi olmadığını biliyorum fakat kaydettiğim ilerlemeden oldukça mutluyum.
- I know my Russian still has a long way to go, but I’m pretty happy with the progress I’ve made.
Üniversiteye yavaş yavaş ilerleme katettim.
- I worked my way through college.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
- A fallen tree blocked the path.
Dar bir patika boyunca yürüdük.
- We walked along a narrow path.
Tom onu usulüne göre yaptırdı.
- Tom got it done the right way.
Tom onu usulüne göre yaptırdı.
- Tom got it done right way.
Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.
- They walked along a narrow path.
O bir yol değil fakat bir patika.
- It's not a road, but a path.
İstasyon az bir mesafede.
- The station is a little way off.
O zamandan beri büyük mesafe kaydettik.
- We've come a long way since then.
Twitter'ın sloganı Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu.'dur.
- The motto of Twitter is The best way to discover what's new in your world.
Bereket versin ki, yolda fırtınayla karşılaşmadılar.
- Fortunately they had no storms on the way.
Biz senin yönteminin dışında kalacağız.
- We'll stay out of your way.
Biz bunu son kez senin yönteminle denedik ve işe yaramadı.
- We tried it your way last time and it didn't work.
O çok uzakta yaşıyor.
- He lives a long way away.
Yoldan uzakta bulunan annesi ile birlikte, Duke şirketinden zimmetine para geçirme planına devam edebildi.
- With his mother out of the way, Duke was able to proceed with his plan to embezzle the money from the company.
Hanımefendiler ve beyefendiler, lütfen bu tarafa gelin.
- Ladies and gentlemen, please come this way.
Elbiselerimi değiştirirken sadece bir dakika için diğer tarafa bakar mısın?
- Would you mind looking the other way for just a minute while I change my clothes?
Tom Mary'nin davranış biçimini kesinlikle onaylamadı.
- Tom certainly didn't approve of the way Mary was behaving.
Tom'un davranış şekli ile ilgili çok sayıda şikâyetler olmuştur.
- There have been a lot of complaints about the way Tom behaves.
Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
- The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
Köylülerin durumu birçok yönden on yıl öncesine göre daha iyi.
- The situation of the villagers is better than ten years ago in many ways.
Bir kişinin bir şeye bakış şekli onun durumuna bağlıdır.
- A person's way of looking at something depends on his situation.
Kız kardeşim ve ben her bakımdan farklıyız.
- My sister and I are different in every way.
Bir bakıma uzun boyunlu ve dişsiz çok büyük çenesi olan dev dinozorlar gibi şu görüntüler ortaya çıktı.
- Those shadows appeared in a way like giant dinosaurs, with a long neck and a very big jaw without teeth.
... So that was one path. ...
... every day with my reflecting telescope and the path of that comet conforms to my mathematics ...