İki saat süresince karın içinde otobüsü bekledim.
 - I waited for the bus in the snow as long as two hours.
Bu yer yüzmek için elverişli.
 - The place is convenient for swimming.
Senin için onun yoluna gireceğini umuyorum, Tom.
 - I hope it works out for you, Tom.
Tom yaptığı bütün iş karşılığında ne alıyor?
 - What does Tom get in return for all the work he's done?
Onun nezaketinin karşılığında ona bir hediye verdim.
 - I gave her a present in return for her kindness.
O, cinayet yüzünden hapse atılmıştır.
 - He was framed for murder.
O, iki yanlış başlama yüzünden yarıştan diskalifiye edildi.
 - She was disqualified from the race for two false starts.
Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı .
 - Between ourselves, he was dismissed for bribery.
Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
 - I was late for the meeting because of a traffic jam.
Biriyle ilk defa karşılaştığında,konuşmayı hafif sürdür.
 - When meeting a person for the first time, keep the conversation light.
Beni istasyonda karşılamayı unutma.
 - Do not forget to meet me at the station.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
 - No one doubts her fitness for the post.
Bu oda uyumak için uygun değil.
 - This room is not suitable for sleeping.
Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
 - If my parents punished me for something I didn't do, I would tell them the truth and try to convince them of my innocence.
Biz, onun bu iş için doğru adam olduğunu keşfettik.
 - We've found him to be the right man for the job.
Babasının adına toplantıya katıldı.
 - He attended the meeting for his father.
Pele, birçok önemli maçta Brezilyalı takımlar adına oynadı.
 - Pele played for the Brazilian teams in many important matches.