Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
 - Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
 - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
 - He came in company with his mother.
Şirketimizi birlikte çevirmemiz için yeni bir lidere ihtiyacımız var.
 - We need a new leader to pull our company together.
Kötü bir ortaklıktansa yalnız olmak daha iyidir.
 - Better to be alone than in bad company.
Bir ortaklık ister misin?
 - Do you want some company?
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
 - The launching of the company was in 1950.
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
 - I advise you not to keep company with Tom.
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
 - A person is known by the company he keeps.
Tom şirkette benim dostumdur.
 - Tom is my ally at the company.
Tom ve Mary birbirlerinin arkadaşlıklarından hoşlanırlar.
 - Tom and Mary enjoy each other's company.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
 - I just came along to keep Tom company.