Onun argümanı gerçeklere dayalıydı.
 - His argument was based on facts.
Onun argümanı mantıklı idi.
 - His argument was logical.
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
 - This data is immaterial to the argument.
Savaş için bir kanıt sundu.
 - He presented an argument for the war.
Onların tartışması sonunda berabere bitti.
 - Their argument eventually ended in a draw.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
 - I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Savaş için bir kanıt sundu.
 - He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
 - His argument is more radical than yours.
Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
 - The argument that smoking is injurious has become accepted.
Bu tartışma etkili konuşma sanatından başka bir şey değil.
 - This argument is pure rhetoric.
O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı.
 - Tom hasn't talked to me since we had that argument.