We considered the problem from all angles.
 - Sorunu tüm açılardan düşündük.
You must view the matter from different angles.
 - Bu konuya farklı açılardan bakmalısın.
Let's approach this problem from a different aspect.
 - Bu probleme farklı bir açıdan yaklaşalım.
This is quite sound from a scientific aspect.
 - Bu, bilimsel açıdan son derece sağlam.
They differ in many respects.
 - Birçok açıdan farklılık gösterirler.
I've failed in every respect.
 - Ben her açıdan başarısız oldum.
You've lost perspective.
 - Bakış açısını kaybettin.
I share his political perspective.
 - Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
There's a small shop on the corner that is open 24 hours a day.
 - Köşede 24 saat açık olan küçük bir dükkan var.
I turned the corner and caught sight of a newly opened restaurant.
 - Ben köşeyi döndüm ve yeni açılmış bir restoranı gördüm.
From my personal point of view, his opinion is right.
 - Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
Let's look at the problem from a different point of view.
 - Soruna farklı bir bakış açısından bakalım.
Divers have found hundreds of Spanish gold coins off the coast of Florida.
 - Dalgıçlar Florida sahili açıklarında binlerce İspanyol altın sikkesi buldu.
These two lines are at right angles.
 - Bu iki çizgi dik açılıdır.