çok kötüyüm teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- çok kötü
- {s} terrible
Smoking is terrible for your health.
- Sigara içmek sağlığınız için çok kötüdür.
I am in a terrible dilemma.
- Çok kötü bir ikilemdeyim.
- çok kötü
- {s} awful
I feel awful about what I said.
- Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
Last summer was awful.
- Geçen yaz çok kötüydü.
- çok kötü
- (Gıda) very bad
Tom has a very bad reputation around town.
- Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
- çok kötü
- {s} rotten
- çok kötü
- abysmal
- çok kötü
- ghastly
- çok kötü
- vicious
- çok kötü
- unspeakable
- çok kötü
- atrocious
- çok kötü
- diabolical
- çok kötü
- bad
She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
Telling lies is a very bad habit.
- Yalan söylemek çok kötü bir alışkanlıktır.
- çok kötü
- how about that?
- çok kötü
- egregious
- çok kötü
- abominable
- çok kötü
- evil
Some people are evil.
- Bazı insanlar çok kötüdür.
There is much evil in the world.
- Dünyada çok kötülük var.
- çok kötü
- deplorable
The road is in a deplorable state.
- Yol çok kötü durumda.
- çok kötü
- nefarious
- çok kötü
- execrable
- çok kötü
- unmentionable
- çok kötü
- miserable
The experiment resulted in a miserable failure.
- Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
The weather was miserable yesterday.
- Hava dün çok kötüydü.
- çok kötü
- criminal
- çok kötü
- sad
- çok kötü
- wretched
- çok kötü
- awfully
- çok kötü
- (Konuşma Dili) it is too bad
- çok kötü
- chronic
- çok kötü
- terribly
- çok kötü
- shocking
- çok kötü
- calamitous
- çok kötü
- too bad
That's too bad. Please take care of yourself.
- O çok kötü, lütfen kendine dikkat et.
It's too bad that you are leaving here.
- Buradan ayrılacak olmanız çok kötü.
- çok kötü
- thumbs down
- çok kötü
- very bad, abysmal, execrable
- çok kötü
- excruciating
- çok kötü
- {s} violent
- çok kötü
- {s} arrant
- çok kötü
- grievous
