çırak

listen to the pronunciation of çırak
Türkçe - İngilizce
Türkçe - Türkçe
Dükkânda ayak işlerine bakan kimse: "Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım."- R. H. Karay
Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse: "Bu çocuğu sekiz yaşında iken, araba boyacısına çırak vermişler."- S. F. Abasıyanık
Saray veya daire gibi büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak izin verilen kimse
Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
Dükkânda ayak işlerine bakan kimse
(Osmanlı Dönemi) ÇİRAG
şakirt
çırak etmek
Bir ustanın yanında çalıştıktan sonra geçimini sağlayabilecek düzeye erişmiş olan kişiye bağımsız çalışması için izin vermek
çırak