Dan served thirty five years in that prison.
 - Dan o hapishanede otuz beş yıl görev yaptı.
Our class has twenty-five boys and twenty girls.
 - Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.
Because she is twenty-five years old, she gets married.
 - Yirmi beş yaşında olduğu için evlendi.
There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.
 - Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.
There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.
 - Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.
How many vertices and faces does a pentagonal prism have?
 - Bir beşgen prizmanın kaç köşesi ve yüzeyi vardır?
The pentagram is an important symbol in witchcraft.
 - Beş köşeli yıldız büyücülükte önemli bir semboldür.
His failure in business left him penniless.
 - İşteki başarısızlığı onu beş parasız bıraktı.
For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
 - Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
Some people are well off and others are badly off.
 - Bazı insanlar varlıklı ve diğerleri beş parasız.
They were badly off at that time.
 - Onlar o zaman beş parasızdı.
It's better to be approximately right than completely wrong.
 - Tamamen yanlış olmasındansa üç aşağı beş yukarı doğru olması daha iyidir.