Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

with difficulty; hardly; scantly; barely; but just

listen to the pronunciation of with difficulty; hardly; scantly; barely; but just
İngilizce - Türkçe

with difficulty; hardly; scantly; barely; but just teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

scarce
kıt
scarce
nadir
scarce
{s} sınırlı

Bu ülkede petrol sınırlıdır. - Oil is scarce in this country.

Bilgi sınırlıdır; bilgelik daha sınırlı. - Knowledge is scarce; wisdom is scarcer.

scarcely
z. hemen hemen, neredeyse, ancak; pek: He scarcely knows a word of Italian. Hemen hemen hiç İtalyanca bilmiyor. It's scarcely more than a
scarcely
ancak
scarce
seyrek

Yağmur bu ülkede seyrektir. - Rain is scarce in this country.

scarcely
anca
scarcely
hemen hemen hiç

Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz. - Tom scarcely ever gets any exercise.

scarcely
güçlükle

O adını güçlükle yazabiliyor. - He can scarcely write his name.

Ayaklarımın üzerinde güçlükle durabiliyordum. - I could scarcely stand on my feet.

scarcely
hemen hemen

Bir gökkuşağı belirmeden önce, hemen hemen yağmur durmuştu. - Scarcely had the rain stopped before a rainbow appeared.

Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz. - Tom scarcely ever gets any exercise.

scarce
{s} zor bulunur
scarce
{s} az bulunur

Telefon kulübeleri burada çok az bulunur. - Telephone booths are very scarce around here.

scarcely
(zarf) henüz, ancak, hemen hemen, ucu ucuna, kıtı kıtına, neredeyse hiç
scarcely
ucu ucuna
İngilizce - İngilizce
scarcely
scarce