very beautiful

listen to the pronunciation of very beautiful
İngilizce - Türkçe
çok güzel

O çok güzeldir, daha neyse çok akıllıcadır. - She is very beautiful, and what is more, very wise.

Gökyüzünden bakıldığında ada çok güzeldi. - Seen from the sky, the island was very beautiful.

lokum gibi
fıstık gibi
yüzüne bakmaya kıyılmaz
huri gibi
rüya gibi dreamlike
resim gibi
ayın on dördü gibi
very beautiful girl
çok güzel kız
gorgeous
harikulade
gorgeous
{s} harika

Yüzüğü harika değil mi? - Isn't her ring gorgeous?

O hasta olsa bile harika görünüyor. - Even ill she looks gorgeous.

gorgeous
{s} göz kamaştırıcı

Bence göz kamaştırıcısın. - I think you're gorgeous.

Senin kesinlikle göz kamaştırıcı olduğunu düşünüyorum. - I think you're absolutely gorgeous.

gorgeous
{s} muhteşem

Muhteşem kek ağzımı sulandırdı. - The gorgeous cake made my mouth water.

Muhteşem görünüyorsun. - You're looking gorgeous.

gorgeous
{s} görkemli

Ne görkemli bir çiçek! - What a gorgeous flower!

Bu görkemli bir şehir. - This is a gorgeous town.

gorgeous
tıkabasa yemiş
gorgeous
debdebeli
gorgeous
{s} parlak
gorgeous
çok güzel

O zengin ve daha da iyisi o çok güzel. - She's rich, and even better, she's gorgeous.

Çok güzel gözlerin var. - You have gorgeous eyes.

gorgeous
hoş
gorgeous
tatlı
İngilizce - İngilizce
gorgeous
very beautiful

    Heceleme

    ve·ry beau·ti·ful

    Türkçe nasıl söylenir

    veri byutıfıl

    Telaffuz

    /ˈverē ˈbyo͞otəfəl/ /ˈvɛriː ˈbjuːtəfəl/