Tom gizli bir butona bastı.
- Tom pressed a hidden button.
Her yerde gizli kameralar vardı.
- There were hidden cameras everywhere.
Para döşeme tahtalarının altında gizlenmişti.
- The money was hidden beneath the floorboards.
Kedi çalıların içinde gizlenmiş yatıyordu.
- The cat lay hidden in the bushes.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Tom öfkesini Mary'den gizledi.
- Tom concealed his anger from Mary.
Tom gizlenmiş bir silah taşıyordu.
- Tom was carrying a concealed weapon.