various, assorted, diverse

listen to the pronunciation of various, assorted, diverse
İngilizce - Türkçe

various, assorted, diverse teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

different
başka

Ben başka herkesten o kadar farklı mıyım? - Am I that much different from everyone else?

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi? - Is this a different word or just another form of the same word?

different
değişik

Birbiri ardına değişik türde yiyecekler denedi. - He tried different kinds of foods one after another.

Değişik ülkelerden geliyoruz. - We come from different countries.

different
farklı

Senin fikirlerin benimkinden farklı. - Your ideas are different from mine.

Papua Yeni Gine'de, Papualılar tarafından konuşulan 850 farklı dil vardır. - In Papua New Guinea, there are 850 different languages spoken by Papuans.

different
başka türlü

Senin yaptığından başka türlü yapardım. - I would do it in a different way than you did.

different
{s} çeşitli

Çok sayıda çeşitli kurabiyeler var. - There are many different types of cookies.

Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor. - Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.

different
{s} diğer

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi. - Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.

O diğer çocuklardan her zaman farklıydı. - He was always different from other children.

different
from veya to ile farklı
different
{s} (from) farklı, başka, ayrı
different
from veya than ile
different
differently başka şekilde
different
ayrışık
different
türlü türlü
different
ayrı

Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı. - Tom and Mary left through different doors.

Zehirli sarmaşık ve zehirli meşe bitkiler arasındaki nasıl ayrım yapacağınızı biliyor musunuz? - Do you know how to differentiate between poison ivy and poison oak plants?

İngilizce - İngilizce
different

In any case, poor black respondents living in high-poverty neighborhoods are most likely to view their neighborhood as a single block or block group and to use this definition consistently when asked about different neighborhood characteristics and activities.

various, assorted, diverse