uyanış

listen to the pronunciation of uyanış
Türkçe - İngilizce
{i} awakening
renascense
shake up
wakening
waking up
renaissance
shake-up
{i} revival
shakeup
uyan
suitable
uyan
(Bilgisayar,Teknik) compatible
uyan
warning
uyan
stimulation
uyan
{f} waking

I walked softly for fear of waking the baby. - Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.

She was afraid of waking the baby. - Bebeği uyandırmaya korkuyordu.

uyan
{f} woken

He wanted to be woken up early by his wife. - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

I was woken up suddenly at dawn. - Şafakta aniden uyandırıldım.

uyan
{i} conforming
uyan
observant
uyan
{f} woke

When I woke up, all other passengers had gotten off. - Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

uyan
{f} waked
uyan
{f} wake

Please wake me at six. - Lütfen altıda beni uyandır.

The alarm clock wakes me at seven. - Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

uyan
in keeping
uyan
pertaining to
dini uyanış
revivalism
gotik uyanış
(Edebiyat) gothic revival
kendi kendine uyanış
self-awakening
uyan
correspondent
uyan
corresponding
uyan
coincident
uyan
in harmony
uyan
regardful
uyan
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

Türkçe - Türkçe
Uyanma, intibah
Uyanma durumu veya biçimi: "Parasız adamın sabahleyin bir acı, zehirli uyanışı vardır, ölümden beterdir."- R. H. Karay
Avrupa'da özellikle İtalya'da XV. yüzyılda başlayan genel sosyoloji ve felsefe öğretileri bütünü, Rönesans
Uyanmak durumu veya biçimi
Avrupa'da (özellikle İtalya'da) XV. yüzyılda başlayan genel sosyoloji ve felsefe öğretileri bütünü, Rönesans
Bilgisizlikten kurtulma durumu
Bilgisizlikten kurtulma durumu: "Bazı uyanış ve toparlanış belirtileri meydana getirmişti."- Y. K. Karaosmanoğlu
uyanış