uyanış

listen to the pronunciation of uyanış
التركية - الإنجليزية
{i} awakening
renascense
shake up
wakening
waking up
renaissance
shake-up
{i} revival
shakeup
uyan
suitable
uyan
(Bilgisayar,Teknik) compatible
uyan
warning
uyan
stimulation
uyan
{f} waking

I walked softly for fear of waking the baby. - Bebeği uyandırmaktan korktuğum için yavaşça yürüdüm.

Waking up is the opposite of going to sleep. - Uyanmak yatmaya gitmenin tam tersidir.

uyan
{f} woken

I was woken up suddenly at dawn. - Şafakta aniden uyandırıldım.

He wanted to be woken up early by his wife. - Karısı tarafından erken uyandırılmak istedi.

uyan
{i} conforming
uyan
observant
uyan
{f} woke

When I woke up, all other passengers had gotten off. - Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.

My mother woke me up saying It's a quarter past seven. - Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.

uyan
{f} waked
uyan
{f} wake

Be quiet, or the baby will wake up. - Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.

Although the alarm rang I failed to wake up. - Alarm çalmasına rağmen uyanamadım.

uyan
in keeping
uyan
pertaining to
dini uyanış
revivalism
gotik uyanış
(Edebiyat) gothic revival
kendi kendine uyanış
self-awakening
uyan
correspondent
uyan
corresponding
uyan
coincident
uyan
in harmony
uyan
regardful
uyan
matching

The police found a truck matching that description. - Polis bu tanıma uyan bir kamyon buldu.

التركية - التركية
Uyanma, intibah
Uyanma durumu veya biçimi: "Parasız adamın sabahleyin bir acı, zehirli uyanışı vardır, ölümden beterdir."- R. H. Karay
Avrupa'da özellikle İtalya'da XV. yüzyılda başlayan genel sosyoloji ve felsefe öğretileri bütünü, Rönesans
Uyanmak durumu veya biçimi
Avrupa'da (özellikle İtalya'da) XV. yüzyılda başlayan genel sosyoloji ve felsefe öğretileri bütünü, Rönesans
Bilgisizlikten kurtulma durumu
Bilgisizlikten kurtulma durumu: "Bazı uyanış ve toparlanış belirtileri meydana getirmişti."- Y. K. Karaosmanoğlu
uyanış
المفضلات