Buna dahil olmak istemiyorum.
- I don't want to get involved in this.
Sen dahil olmak zorundasın.
- You have to get involved.
Rüşvet içermeyen bir seçenek olduğuna eminim.
- I'm sure there's an option that doesn't involve a bribe.
Ebeveynlik totaliterliği içerir.
- Parenthood involves totalitarianism.
Tom karışmış olabilir mi?
- Could Tom be involved?
Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.
- I think Tom might be involved in what happened.
Seni karıştırmak istemedim.
- I didn't mean to involve you.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
- Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.