Para Tom'u kötü yola sürüklüyordu.
- Money was corrupting Tom.
En iyi yolsuzluk, en kötüdür.
- The corruption of the best is the worst.
Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
- The morals of our politicians have been corrupted.
Kolay yaşamak savaşçı ruhu bozdu.
- Easy living corrupted the warrior spirit.