Ben fizibilite kontrolünü yapmak istiyorum.
 - I'd like to do a feasibility check.
Hızlı bir denetim yapacağım.
 - I'll do a quick check.
Bu onların çalışmaları hakkında bir denetim olarak hizmet verecek.
 - This will serve as a check on their work.
Hesapları kontrol ettin mi?
 - Have you checked your calculations?
Tom çek yazmadan önce hesap bakiyesini kontrol etti.
 - Tom double-checked his bank balance before writing the check.
Ben bir denetleme yapıyorum.
 - I've been doing some checking.
Bir bilgisayar yazım denetleyicisi aynı zamanda pek çok yazım hatalarını da ortadan kaldırabilir.
 - A computer spell checker could also eliminate most typing mistakes.
Ben bir denetleme yapıyorum.
 - I've been doing some checking.