George trenin hareket etmeye başladığını hissetti.
 - George felt the train begin to move.
O kadar korktular ki bir inç hareket edemediler.
 - They were so frightened that they couldn't move an inch.
Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.
 - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.
Yaklaşık 1830 yılında, aile anayurdu Almanya'dan Şikago'ya taşındı.
 - The family moved from their native Germany to Chicago around the year 1830.
Tom gitmek için hiç bir şey yapmadı.
 - Tom made no move to go.
Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik.
 - Our present house is too small, so we decided to move.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
 - This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.