O, görevini yerine getirmek için sağlığını feda etti.
 - He sacrificed his health to fulfill his duty.
Sen benim emirlerimi yerine getirmek için buradasın.
 - You are here in order to fulfill my commands.
Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı.
 - Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.
Sami fantezilerini Leyla ile gerçekleştirmek istiyordu.
 - Sami wanted to fulfill his fantasies with Layla.
Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır.
 - Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health.