Onlar para kazanmak istiyorlardı.
- They wanted to earn money.
Haksız kazançlar kısa ömürlüdür.Gerçek para yapmanın tek yolu her kuruşu kazanmaktır.
- Ill-gotten gains are short-lived. The only way to make real money is to earn every penny.
Çok para kazanmak için çok çalıştı.
- He worked very hard to earn a lot of money.
Tom daha çok para kazanmak için iş değiştirdi.
- Tom changed jobs to earn more money.
Tom şehirde yaşamak için yeterli para kazanıyor mu?
- Does Tom earn enough money to live in the city?
Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.
- He earns his living by teaching English.
Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.
- People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.
Üniversiteye özlem duyuyorum.
- I yearn for the university.