para kazanmak

listen to the pronunciation of para kazanmak
Türkçe - İngilizce
earn

He worked very hard to earn a lot of money. - Çok para kazanmak için çok çalıştı.

They wanted to earn money. - Onlar para kazanmak istiyorlardı.

To earn money

America is a lovely place to be, if you are here to earn money. - Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.

They wanted to earn money. - Onlar para kazanmak istiyorlardı.

knock up
pull down
make money

You need money to make money. - Para kazanmak için paraya ihtiyacın var.

They did everything in order to make money. - Para kazanmak için her şeyi yaptılar.

earn money

America is a lovely place to be, if you are here to earn money. - Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.

We work to earn money. - Para kazanmak için çalışırız.

coin
(Dilbilim) clean up
be coining money
to make money
para kazan
make money

They did everything in order to make money. - Para kazanmak için her şeyi yaptılar.

Tom certainly knows how to make money. - Tom kesinlikle nasıl para kazanacağını biliyor.

para kazanma
money making
para kazanma
financial gain
avantadan para kazanmak
to feather one's (own) nest
açıktan (para) kazanmak
to get money without working for it
birden çok para kazanmak
be in the money
bok gibi para kazanmak
to rake in money
iyi para kazanmak
make money
kanunsuz yoldan para kazanmak
rake off
kolay para kazanmak
get on the gravy train
para kazanma
earning

I will have to wait till I finish schooling and start earning money. - Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.

Being an orphan, my father had to start earning money at ten. - Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.

çok para kazanmak
make a pile of money
para kazanmak

    Heceleme

    pa·ra ka·zan·mak

    Telaffuz

    Etimoloji

    [ 'pär-& ] (noun.) 1687. Turkish, from Persian pArah, literally, piece.