Buna dahil olmak istemiyorum.
 - I don't want to get involved in this.
Tom dahil olmaktan korkuyor.
 - Tom is afraid to get involved.
Ben hızlı okuma kursu aldım ve yirmi dakika içinde Savaş ve Barışı okudum. Bu Rusya'yı içeriyor.
 - I took a speed-reading course and read War and Peace in twenty minutes. It involves Russia.
Animelerde olduğu gibi Japon bilim-kurgusu onların Budist ve Animistik ruhsallığını içerir.
 - Japanese sci-fi, as in anime, involves their Buddhistic and Animistic spirituality.
Tom karışmış olabilir mi?
 - Could Tom be involved?
O bir skandala karışmıştı.
 - He was involved in a scandal.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
 - Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.
Seni karıştırmak istemedim.
 - I didn't mean to involve you.