Ben nehri kirli buldum.
 - I found the river dirty.
Yer partiden kalanlar yüzünden dağınıktı: Yırtık gürültüyapıcılar, kırışık parti şapkaları, ve kirli Power Ranger tabakları.
 - The floor was strewn with party favors: torn noisemakers, crumpled party hats, and dirty Power Ranger plates.
O pis ellerini benden uzak tut!
 - Keep your dirty hands off me!
Bu pis bir iş, onunla ilgilenmek istemiyorum.
 - This is a dirty job, I don't want to deal with it.
Tom kirlenmekten korkmuyor.
 - Tom isn't afraid to get dirty.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları asla anlatmam.
 - I know some dirty jokes, but I never tell them.
Bazı edepsiz fıkralar biliyorum ama onları anlatmam.
 - I know some dirty jokes, but I don't tell them.
Çocuklara bile iğrenç fıkralar anlatır.
 - He tells dirty jokes even to children.
İğrenç şakalardan hoşlanmıyorum.
 - I don't like dirty jokes.