Biz onların kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt them.
Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
- I know you don't want to hurt Tom.
Artrit, eklemleri etkileyen ağrılı bir durumdur.
- Arthritis is a painful condition that affects the joints.
Bu sabah sol gözümde bir ağrı vardı fakat şimdi daha az ağrılı.
- This morning I had a pain in my left eye, but it is less painful now.
Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.
- I understand that Tom is hurt.
Tom yaralı tek kişiydi.
- Tom was the only one hurt.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
- We didn't mean to hurt him.
Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
- I know you don't want to hurt Tom.
Bunlar çocukluğum hakkında sahip olduğum en acı veren anılar.
- These are the most painful memories I have of my childhood.
O gerçekten yorucu görünüyor.
- That looks really painful.
O gerçekten zahmetli görünüyor.
- That looks really painful.
Çok eziyetli. Onu durdurun!
- It's so painful. Stop it!
Bir yüz çıbanım var.Bir burun deliğinin arkasında acılı bir yumru var.
- I have a facial boil. There's a painful lump at the back of one nostril.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
- She was painfully skinny.
Umarım çok üzücü değildi.
- I hope it wasn't too painful.
Gerçek bir yalandan daha can sıkıcı olabilir.
- The truth can be more painful than a lie.
Bu can sıkıcı olmalı.
- That's got to be painful.
... new service, you can listen on the Web, or any compatible device. No wires, no painful ...
... the sultans came to rest after the painful rite of passage ...