Bu olağan bir düzenlemedir.
- This is the usual arrangement.
Ağrı için olağan neden nedir?
- What is the usual cause for the pain?
Ağrı için olağan neden nedir?
- What is the usual cause for the pain?
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
- This cold weather isn't usual for June.
Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.
- What you say is usually true.
Ülkedeki otobüsler çoğunlukla zamanında gelmezler.
- Buses in the country don't usually come on time.
Tom genelde klasik rock çalan bir radyo istasyonunu dinler.
- Tom usually listens to a radio station that plays classic rock.
Tom genellikle klasik müzik dinler.
- Tom usually listens to classical music.
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Her zamanki saatte seni karşılayacağım.
- I'll meet you at the usual time.
Her zamanki gibi, fizik öğretmeni, sınıfa geç kalmıştı.
- As usual, the physics teacher was late for class.
Onlar her zamanki gibi geç kaldılar.
- They're late, as usual.
... as usual our first lady ...
... as the first time as usual person there's a good austrians ...