İngilizce - Türkçe
the place in this context is the execution environment teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- place
- {i} yer
Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.
-They set the time and place of the wedding.
Televizyonun, kitapların yerini alacağını sanmıyorum.
-I don't think television will take the place of books.
- place
- {i} ev
- place
- {f} görevlendirmek
- place
- {i} sorumluluk
- place
- place card davetlilerin sofradaki yerlerini gösteren kart
- place
- place kick saha üzerin
- place
- atamak
- place
- tanımak
- place
- oturacak yer
- place
- çıkarmak
Beni bu yerden çıkarmak zorundasın.
-You've got to get me out of this place.
- place
- vermek (para)
- place
- bırakmak
- place
- {i} statü
- place
- önem vermek
- place
- konum
Bana ne yapacağımı söylemek onun konumu değil.
-It's not his place to tell me what to do.
- place
- saymak
- place
- yapılması gereken şey
- place
- {i} iş
Belirli işlemler gerçekleşlmeyecek gibi görünüyor.
-It seems that certain operations cannot take place.
Erkek kardeşim iyi bir işyapandır. O sadece yanlış zamanda yanlış yerdeydi.
-My brother is a well doer. He was just at the wrong place at the wrong time.
- place
- yerleştir(mek)
- place
- küçük sokak veya meydan
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the place in this context is the execution environment teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- place
the place in this context is the execution environment
Heceleme
the place in this con·text I·s the ex·e·cu·tion en·vi·ron·mentTürkçe nasıl söylenir
dhi pleys în dhîs käntekst îz dhi eksıkyuşın învayrınmıntTelaffuz
/ᴛʜē ˈplās ən ᴛʜəs ˈkäntekst əz ᴛʜē ˌeksəˈkyo͞osʜən ənˈvīrənmənt/ /ðiː ˈpleɪs ɪn ðɪs ˈkɑːntɛkst ɪz ðiː ˌɛksəˈkjuːʃən ɪnˈvaɪrənmənt/
Resimler
Geçmiş
Favoriler