İngilizce - Türkçe
the part of the face above the eyes teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı
- brow
- {i} kaş
O, kaşlarını kırıştırdı.
-She wrinkled her brows.
Kaşı terden dolayı boncuk boncuk olmuştu.
-Her brow was beaded with perspiration.
- forehead
- (Denizbilim) kafanın önündeki eğim
- brow
- yamaç
- brow
- tepe
- forehead
- herhangi bir şeyin ön tarafı veya cephesi
- forehead
- alın
Tom eğildi ve kızının alınını öptü.
-Tom leaned over and kissed his daughter's forehead.
Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.
-The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead.
- brow
- yüz
- brow
- {i} kenar
- brow
- sarp bir yerin kenarı
- brow
- alın/tepe/kaş
- brow
- {i} alın
- brow
- çehre
İlgili Terimler
İngilizce - İngilizce
the part of the face above the eyes teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı
- forehead
- brow
- Part of the face above the eyes
- forehead
İlgili Terimler
the part of the face above the eyes
Heceleme
the part of the face a·bove the eyesTürkçe nasıl söylenir
dhi pärt ıv dhi feys ıbʌv dhi ayzTelaffuz
/ᴛʜē ˈpärt əv ᴛʜē ˈfās əˈbəv ᴛʜē ˈīz/ /ðiː ˈpɑːrt əv ðiː ˈfeɪs əˈbʌv ðiː ˈaɪz/
Resimler
Favoriler