Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the current design activity document or digital data file(s) of a record

listen to the pronunciation of the current design activity document or digital data file(s) of a record
İngilizce - Türkçe

the current design activity document or digital data file(s) of a record teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

original
{i} orijinal

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır. - This poem was originally written in French.

Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler. - The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.

original
{i} asıl

Normanlar asıl dillerini bıraktılar. - The Normans abandoned their original language.

Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi. - Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.

original
kopya olmayan
original
başlangıç

Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım. - I was hired originally to do another job.

Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi. - Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.

original
hamıdan seçilen
original
özüne mahsus
original
gayriadi
original
{s} esas
original
{s} ilk, asıl: Who was the original owner of this car? Bu arabanın ilk sahibi kimdi?
original
aslı

Aslını remiksten daha çok seviyorum. - I like the original better than the remix.

Şu an Helsinki'de yaşıyorum ama aslında Kuopioluyum. - I now live in Helsinki, but I'm originally from Kuopio.

original
(isim) orijinal, asıl, asıl nüsha, orijinal kimse, ilginç tip, özgün canlı
original
müsvedde
original
{i} ilginç tip
original
menşe
original
{s} el değmemiş
original
özgün, orijinal özgün
original
{s} yaratıcı

Şimdi yaptığım iş yaratıcılık gerektirir. - The work I'm doing now requires originality.

original
orij

Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun? - What do you think of the original plan?

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır. - This poem was originally written in French.

original
{i} özgün canlı
İngilizce - İngilizce
original
the current design activity document or digital data file(s) of a record

    Heceleme

    the cur·rent de·sign ac·ti·vi·ty do·cu·ment or dig·it·al da·ta file(s) of a rec·ord

    Telaffuz