İşi oyundan ayırmaktan hoşlanıyorsunuz.
- You like to distinguish work from play.
İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
- It's easy to distinguish good from evil.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Reality and fantasy are hard to distinguish.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
- They are easy to distinguish from each other.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
- The twins look so much alike it's next to impossible to distinguish one from the other.
Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Sometimes reality and fantasy are hard to distinguish.
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
They are identical twins, and if they dress the same, everybody has trouble telling them apart.