It took me several hours to mend it.
- Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
I had to fix the toaster.
- Ben tost makinesini tamir etmek zorunda kaldım.
Tom spent all day trying to fix the leak in the roof.
- Tom bütün günü çatıdaki sızıntıyı tamir etmek için uğraşarak geçirdi.
It cost a lot of money to repair the car.
- Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
They have to repair their car.
- Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
I hired a professional to repair the stove.
- Sobayı tamir etmesi için bir profesyonel kiraladım.
I am going to have my watch repaired by John.
- Saatimi John'a tamir ettireceğim.