Tom's part of the work isn't finished.
- Çalışmanın Tom'a ait bölümü tamamlanmış değil.
The album will have been completed by next July.
- Albüm önümüzdeki Temmuz ayına kadar tamamlanmış olacak.
The New Tokaido Line was completed in 1964.
- Yeni Tokaido Hattı 1964 yılında tamamlanmıştır.
Let's complete this picture quickly.
- Haydi bu resmi çabucak tamamlayalım.
We should be able to complete the work in five days.
- Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.
He had a share in completing the job.
- O, işi tamamlamada pay sahibi oldu.
I'm not completing your assignments.
- Ben senin ödevlerini tamamlamıyorum.
I completed the university course comfortably.
- Üniversite sürecini rahatlıkla tamamladım.
Tom completed the mission.
- Tom misyonunu tamamladı.