Ben insanların önünde konuşmayı sevmiyorum.
- I don't like talking in front of people.
Kütüphanede konuşmaya izin verilmiyor.
- Talking in the library is not allowed.
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
- On TV someone with a serious look on his face is talking about the problems of our country's future.
Amcanla konuşmak istiyorum.
- I want to talk to your uncle.
Seninle konuşmak istiyorum.
- I want to talk to you.
Mary ile konuşan adam Tom'dur.
- The man Mary is talking with is Tom.
Tom'la konuşan kız Mary'dir.
- The girl talking with Tom is Mary.
Ne hakkında konuşuyorsun?
- What're you talking about?
John o kadar telaşlıydı ki konuşmaya vakti yoktu.
- John was in such a hurry that he had no time for talking.
Herhangi birisiyle konuşmak ister misin?
- Do you want to talk to anyone?
Gördüğüm şey hakkında birisiyle konuşmak istiyorum.
- I'd like to talk to someone about what I saw.
Arkadaşlarımızla konuşarak akşamı geçirdik.
- We passed the evening away talking with our friends.
O, onunla konuşarak iyi bir zaman geçirdi.
- She had a good time talking with him.
It is usually better to solve problems by talking than by fighting.
... make sure we're talking to government leaders and making ...
... I was talking to one of my mentors, Dr. Christiane ...