tale, story

listen to the pronunciation of tale, story
İngilizce - Türkçe

tale, story teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

telling
tesirli olarak
telling
çarpıcı
telling
anlatarak

Bütün gece hayalet hikâyeleri anlatarak uyanık kaldık. - We stayed awake all night telling ghost stories.

Neden bize nereye gittiğini anlatarak başlamıyorsun? - Why don't you start by telling us where you went?

telling
anlatma

Hiç Fransızca fıkra anlatmayı denedin mi? - Have you ever tried telling a joke in French?

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

telling
etkili
telling
{f} anlat

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum. - Why are you telling me about hippos all of the sudden? I don't see the connection between that and your twelve red goldfishes.

telling
(duygu/görüş/vb.) açığa çıkaran
telling
belirten
telling
gösteren
make up a story, fabricate a tale
Bir hikaye uyduruyorlar, bir masal uydurmak
narrative, tale, story
öykü, masal, hikaye
telling
{s} belli eden
telling
{i} söyleme

Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız. - There is no telling when we will fall ill.

Benim bu konuda ona canım bir şey söylemek istemiyor. - I don't feel like telling her about it.

telling
(isim) söyleme
telling
(Askeri) İHBAR: Hava gözetlemesi ve taktik durumla ilgili esasların, hava savunma birlikleri arasında, haberleşme vasıtasıyla alınıp verilmesi işlemi. Ayrıca bakınız: "track telling"
telling
{s} tesirli
telling
açığa vuran/etkili
telling
tellingly etkili bir şekilde
telling
{s} etkili; etkileyici; çarpıcı
İngilizce - İngilizce
{i} telling
tale, story