tırnaklı

listen to the pronunciation of tırnaklı
Türkçe - İngilizce
unguiculate
ungual
having nails; having claws; spiked
(animal) which has nails, claws, or hooves; unguiculate; ungulate
spiked
having nails
having claws
tırnak
nail

I never cut my nails at night. - Gece tırnaklarımı asla kesmem.

Mary changes her nail color almost every day. - Mary neredeyse her gün tırnak rengini değiştirir.

tırnaklı anahtar
spanner wrench
tırnaklı ayak
claw
tırnaklı ayna
prong chuck
tırnaklı kaldıraç
grab
tırnaklı kavrama
claw clutch
tırnaklı kavrayıcı
grab
tırnaklı vinç
grab crane
tırnak
claw
tırnak
teeth
tırnak
fingernail

When death approaches, all you can do is slowly chew your fingernails. - Ölüm yaklaştığında, yapabileceğiniz bütün şey yavaş yavaş tırnaklarınızı çiğnemektir.

Do you want me to paint your fingernails? - Tırnaklarına fondöten sürmemi istiyor musun?

tırnak
guide
tırnak
(Bilgisayar) quote
tırnak
(Askeri) palm
tırnak
shoulder
tırnak
(Dilbilim) inverted commas
tırnak
(Askeri) fluke
tırnak
(Askeri) anchor blade
tırnak
clamp
tırnak
unguis
Tırnak
(Tıp) onyx
dişli tırnaklı
very aggressive and fierce
sert tırnaklı
solid hoofed
sert tırnaklı
solidungulate
sert tırnaklı
soliped
tırnak
claw; hoof (refers only to the horny part of an animal's hoof)
tırnak
nail; fingernail; toenail
tırnak
print. binding margin (left on the binding edge of a page)
tırnak
claw-foot console table
tırnak
cam
tırnak
barb (of a hook); fluke, palm (of an anchor)
tırnak
quotation mark, quote, Brit. inverted comma
tırnak
nail, fingernail, toenail; claw, hoof; inverted commas, quotation marks
tırnak
mech. ratchet, pawl, click, detent
tırnak
ejector, ejecting mechanism (of a gun)
tırnak
ungula
çatal tırnaklı
cloven hoofed
çatal tırnaklı
cloven-hoofed
üç tırnaklı pabuç
triple grouser
Türkçe - Türkçe
Tırnağı olan
Tırnağı olan: "Kurban edilecek hayvanların iki tırnaklı olması lazımdır."- B. Felek
Tırnak
(Osmanlı Dönemi) HİLB
Tırnak
(Osmanlı Dönemi) ZUFR
Tırnak
(Osmanlı Dönemi) UZFUR
Tırnak
cırnak
dişli tırnaklı
Saldırıcı olan, sözünü geçiren
tırnak
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka
tırnak
Bir çeşit yüksekçe komodin
tırnak
Gemi demirinin ucundaki yassı parça
tırnak
Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
tırnak
Demirin kollarının ucundaki tırnak şeklindeki kısım
tırnak
İnsanda ve birçok omurgalı hayvanda parmak uçlarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka: "Zarfın ucunu tırnağımla yırttım."- A. Gündüz
tırnak
Kanca gibi araçların kıvrık yeri
tırnak
Tek yaprakları büküp cildi bağlaştırabilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar
tırnak
Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski
tırnak
Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri
tırnak
Kanun çalmakta kullanılan mızrap
tırnak
Tırnak işareti
tırnaklı