swift progress; rapid course; a running

listen to the pronunciation of swift progress; rapid course; a running
İngilizce - Türkçe

swift progress; rapid course; a running teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

race
yarışmak

Cidden benimle yarışmak istiyor musun? - Do you seriously want to race me?

race
yarış

Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı. - The United States had won the race to the moon.

Yüz elli kişi maraton yarışına girdi. - One hundred and fifty people entered the marathon race.

race
ırk

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

Dünyada birçok farklı ırk vardır. - There are many different races in the world.

race
{i} familya
race
(aracı) hızlı sürmek
race
kök

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler. - Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.

race
kavim
race
{i} at yarışı

O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi. - He watched the horse race using his binoculars.

Bu bir at yarışı gibi. - It's like a horse race.

race
çok hızlı götürmek
race
{i} yuva (makine)
race
{i} mücâdele

O, kayak yarışlarında mücadele ediyor. - He competes in ski races.

race
hareket eden bir makina parçası yatağı
race
fazla hızlı işlemek ma-
race
{f} yarıştırmak
race
yuva
race
{i} sınıf
race
{f} (atı) dörtnala koşturmak; (aracı) hızlı sürmek. 4
race
{i} döl, nesil
İngilizce - İngilizce
race
swift progress; rapid course; a running