suyun

listen to the pronunciation of suyun
Türkçe - İngilizce

suyun teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

suyun azami kabarma noktası
high-water mark
suyun dibini boylamak
go under
suyun dibini taramak
drag
suyun geçirgenliği
(Denizbilim) conductivity
suyun içine batmak/dalmak
submerge
suyun içine batırmak
souse
suyun kalitesi
water quality
suyun sertliği
water hardness
suyun seviyesi
water level
suyun tekrar kullanımı
(Çevre) water reuse
suyun temizlenmesi
(Çevre) water purification
suyun yüzeye çıkması
discharge
suyun üstünde yüzen
supernatant
suyun içine batırmak
submerge
suyun akması
water flow
suyun akışı
current
suyun kaldırma kuvveti
(Mühendislik) (Natural) buoyancy of water
suyun aktığı musluk
waterspout
suyun altında yüzmek
swim under water
suyun arıtıldığı yer
filtration plant
suyun başı
1. source, spring, fountain. 2. place from which one gains the greatest profits or benefits. 3. person who holds the greatest authority and bears the greatest responsibility
suyun bileşimi
composition of water
suyun dengelenmesi
water stabilization
suyun dibindeki buz
ground ice
suyun en hızlı aktığı yer
rapids
suyun etkisi ile oluşmuş
neptunian
suyun kaldırma kuvveti
buoyancy of water
suyun kapiler akımı
capillary flow of water
suyun kapiler hareketi
capillary movement of water
suyun katılması
(Askeri) water intrusion
suyun kaynağına doğru
upstream
suyun kaynağına doğru
upriver
suyun kılcal akımı
capillary flow of water
suyun kılcal devinimi
capillary movement of water
suyun mineralini giderme
water demineralization
suyun muhafazası
water conservation
suyun ozonla yumuşatılması
ozone treatment
suyun sertliğini giderme
water softening
suyun tatlılaştırılması
water softening
suyun toplam sertliği
total hardness of water
suyun tuzunu alma
desalination
suyun uygunluğu
suitability of water
suyun yana doğru akması
interflow
suyun yararları
water utilities
suyun yüksekliği
height of the water
suyun yükselmesi
rise of the water
suyun yüzü
on the surface of the water
suyun yüzünde
on the surface of the water
suyun yüzüne çıkan
(Botanik, Bitkibilim) emersed
suyun çekilmesiyle kazanılan toprak
dereliction
suyun çiylenme noktası
water dew point
suyun üzerindeki yağ tabakası
oil slick
suyun üçlü noktası
triple point of water
ağ ile suyun dibini taramak
drag
gelgitte suyun en yüksek durumu
high water
iskandil edilen suyun derinliği
soundings
zeytinyağı gibi üste/suyun yüzüne çıkmak
(for a guilty person) to outwit his accusers and come out smelling like a rose