strong feeling or emotion

listen to the pronunciation of strong feeling or emotion
İngilizce - Türkçe

strong feeling or emotion teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

passion
ihtiras

Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı. - It was a very passionate love affair.

passion
hastalık
passion
hırs

O çok zeki ve hırslı. - She is very intelligent and passionate.

Mary işi hakkında çok hırslı. - Mary is very passionate about her work.

passion
tutku

O, tutkularını bastırdı. - He subdued his passions.

Çoğu insan bir şey hakkında çok tutkuludur. - Most people are very passionate about something.

passion
düşkünlük
passion
ani öfke
passionateness
heyecanlılık
passionateness
ihtiraslı olma
passion
(Tıp) Kuvvetli his (heyecan, hırs, v.s.)
passion
{i} güçlü duygu; tutku; hırs
passion
(Tıp) Acı, ağrı, ıstırap
passion
{i} şehvet

Şiir sadece azap değildir; şiir sevgidir. Sıcak ve şehvetli tutkudur; o, devrim, romantizm ve hassasiyettir. - Poetry is not just torment; poetry is love. It is warm and sensual passion; it is revolution, romance and tenderness.

passion
hazreti isa'nın çarmıha gerildiğinde çektiği acı
passion
(Tıp) Merak, delilik
passion
{i} sevda, aşk
passion
{i} hiddet, öfke
İngilizce - İngilizce
passionateness
passion
strong feeling or emotion

    Heceleme

    strong feel·ing or e·mo·tion

    Türkçe nasıl söylenir

    strông filîng ır îmōşın

    Telaffuz

    /ˈstrôɴɢ ˈfēləɴɢ ər əˈmōsʜən/ /ˈstrɔːŋ ˈfiːlɪŋ ɜr ɪˈmoʊʃən/